Şimdiye dek, facebook dışında imza attığı birçok kıymetli proje ile de ismini duyurmayı başardı. Şu ortalar onlardan yeni bir adedinin de yolda olduğu düşünülüyor.

Bu kompleks kendi besin ve güç kaynaklarıyla birlikte, Zuckerberg’ın kıyamet hazırlıklarını gizlemeye çalıştığını düşündüren kapalı bir proje. Facebook’un kurucusunun Koolau Ranch ismini verdiği kompleksi, çağdaş tarih boyunca en kıymetli ferdî inşaat projelerinden biri olmaya aday.

Kıyamet kompleksi savaş yahut büyük bir doğal afet üzere acil durumlarda hayatta kalabilmek için tasarlanmış bir yer altı sığınağıdır. Maliyeti ise akla hayale sığmayacak kadar uçuk bir fiyat. Bilhassa ‘kişisel’ bir sığınak için.

Kauai adasındaki bu kompleks, iki merkezi malikaneyi birleştiren bir tünel ile 5 bin metrekarelik yer altı sığınağına sahip olacak. Mülk, en az 30 yatak odası ve 30 banyo barındıracak ve ayrıyeten konuk meskenleri ve ip köprülerle birleştirilmiş 11 ‘disk şeklinde’ ağaç meskeni de içerecek. Bu bilgiler, kendisinin mülk kayıtlarını ve müteahhitlerle yapılan röportajlarının incelenmesi sonucu ortaya çıktı.

‘Sanırım belli bir ölçü paranız varsa, her duruma karşı kendinizi hazırlarsınız. Zuckerberg muhtemelen dünyanın sonunun geleceğini nitekim düşünmüyor. Lakin 118 milyar dolarlık bir net bedele sahipseniz, kendinizi dünyanın gördüğü en lüks, en bağımsız, felaketlere güçlü, hayal edilebilecek en uygun meskenle donatabilirsiniz. Bilhassa de aşktan yana yüzünüz gülmediyse insan ne yapacağını bilemiyor işte. ????’

‘Aslında dünya genelinde kıyamet sonrası ömür alanları oluşturmalı. Bir felaketin ne vakit yahut nerede gerçekleşeceğini asla bilemezsiniz. Her kıtada, Antarktika dahil olmak üzere bir tane olmalı. Her okyanusta uzak adalarda. Tahminen birkaç tanesi su altında bile olabilir.’

‘Bu, bana Zuckerberg’in yalnızca can külfetinden yaptığı bir şey üzere geliyor. Kendisine bir proje üzerinde çalışabileceği bir şeyin fecî bir formda olacağına kendini inandırmış. Şayet ben olsaydım, muhtemelen ben de birebirini yapardım. Kendimi hazırlayabileceğim her türlü saçma senaryoyu uydurmaya başlardım.’

Peki siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlara buyurun…