Aşk ve tutkuyla başlayan ilişkilerde ilk yıllarda cinsellik ek bir motivasyon aracı gerektirmeden kendiliğinden akan bir enerji halinde iken, zamanla bu enerjide azalmalar ve tıkanmalar görülebilmektedir. Doğal olarak da çiftlerin yaşadığı sorunların başında cinsel isteğin azalması gelmektedir.
Çiftlerin konuşarak kafalarındaki kaygı ve korkularını, rahatsız eden durumları, isteklerini kesin ve net bir dille anlatmaları, cinsellikte beklentilerini ve fantezilerini partnerleriyle paylaşmaları cinsel sorunların çözümünde ilk adımdır. Bunun için de kişilerin kendilerini iyi tanımaları ve cinsel beyinlerini keşfetmeleri önemlidir. Eğer cinsel isteksizliğin arkasında ağır bir patoloji yoksa büyük ihtimalle sebebi kişinin cinsel fantezililerinin, cinsel arzularının farkında olmayışı olabilir.
Belli aralıklarla ilişkinin gözden geçirilmesi ve aksayan yönlerinin konuşulması ilişki yönetimi ve sağlığı açısından oldukça önemlidir. Uzun süreli ilişkilerde çiftler yoğun iş programları, çocukların temel ve sosyal ihtiyaçları, ev işleri, sanal ve bireysel sosyal ilişkiler için ayrılacak zaman gibi yoğun bir programa sahip olduklarından başbaşa vakit geçirmek gibi özel ihtiyaçlarını zaman zaman ihmal edebilmektedirler. Oysa günde sadece on dakika bile olsa çiftlerin başbaşa kalıp, duygu ve düşüncelerini paylaşması ve anlamlı vakit geçirmesi ilişkiye yapılan iyi bir yatırımdır. Bu özel zamanda faturalar, evle ilgili sorunlar gibi konular değil, çiftlerin ortak hobileri, duygu ve düşünceleri ve örneğin o gün okudukları ilginç bir yazı gibi konular konuşulabilir. Bu yakınlığı pekiştirir.
Zaman zaman çiftler ilişkilerini romantik, entelektüel ve cinsel açıdan değerlendirmek için birbirleriyle aile toplantıları yapabilirler. İlişkideki zayıf noktalar belirlenip, çözüm yolları hakkında konuşulabilir. Bu sorunlarla başa çıkamadıkları durumlarda da profesyonel yardım konusu konuşulabilir ve gerekirse yardım alınabilir.
Sevgiyi göstermenin ve korumanın bir yolu da cinsel olarak ifade etmektir. Bunun için cinsel randevular planlanabilir. Kadınların sekse hazırlanmaları erkeklerden daha uzun zaman alabildiğinden gün içinde küçük dokunmalar, aşk mesajları ve erotik mesajlar gibi yöntemlerle bu randevular daha tutkulu hale getirilebilir. Bu randevularda aşk oyunları gibi cinsel yaratıcılık içeren fantezilerden yararlanılabilir. Cinsellikte hayal gücünü kullanmak ve yeniliklere açık olmak rutini kırmak anlamında etkili olabilir.
Uzun ilişkilerde bir diğer önemli konu sevgi ve saygının devam ediyor olmasıdır. Sevgi ve saygı çiftlerin cinsel yakınlaşmasına da katkıda bulunur ve özgürce isteme ve reddetme hakkını saklı tutar. Bu da çiftlerin kendilerini rahatça ortaya koymasını sağlar.
Birbirlerinin beyinlerine hitap edebilen çiftlerin cinsel istekleri de daha yoğun olmaktadır. Ortak bir projede yer almak veya birlikte bir tatil planlamak, tiyatroya, sinemaya gitmek ve sonrasında bu faaliyet hakkında sohbet edebilmek gibi ortak entelektüel faaliyetler buna katkıda bulunabilir.
Son zamanlarda çiftlerin sağlıklı cinsel hayatlarının önündeki bir diğer engel de çiftlerden birinin porno bağımlılığı olabilir. Çiftlerden biri birlikte seks yapmak yerine tüm cinsel enerjisini bu tip bir faaliyete veriyorsa, ilişki açısından yıkıcı bir sonuca yol açabilir. Bunun yerine çiftlerin birlikte izleyecekleri erotik filmler ve her iki çiftin de onayını aldığı paylaşımlar daha sağlıklı olabilir.
Uzun evliliklerin bir kısmının akıbeti de, boş yuva denilen bir sendromla son bulması olabilir bazen. Çocukların büyüyüp evi terk etmesiyle başbaşa kalan çiftin ilişkisinin bozulması durumudur bu. Çiftler önceden bilir ve bu duruma karşı hazırlıklı olursa krizi daha sağlıklı atlatabilirler. Aslında bazı çiftler için aşklarının baharı asıl bu dönemde başlar. Yaşlı cinselliğiyle ilgili tabuların ve mitlerin de çürütüldüğü bu dönemde, sorumlulukların azalması ve istenmeyen üremenin de olmaması sebebiyle keyifli bir dönem olarak yaşanabilir. Zamanında çocuklarla ilgili sorumlulukların ve faaliyetlerin haricinde pek bir paylaşımı olmayan ve bunun üzerine de yatırımı olmayan çiftler için ise sıkıcı ve boğucu bir dönem olarak algılanabilir sebeple çiftler, çocuklar da dahil tüm diğer fertleri gerektiğinde ilişkilerinin dışında tutup, birbirlerine gereken önem ve zamanı vermelidirler.
Sonuç olarak ilişkiler ve cinsel hayat,sadece kendi akışına bırakıldığında gideceği yönü kestirmek çok da olası görülmemektedir.Evlilik ve ilişkiler,öğrenilebilir yöntemlerle daha yönetilebilir hale gelebilir.