Uzun Çalışma Saatleri Kalp Hastalıklarını Tetikliyor
Bugüne kadar çalışma müddeti üzerine yapılmış 25 çalışmayı birleştirilen, 600.000 kişinin dahil olduğu büyük bir çalışmada, uzun çalışma mühleti ile koroner arter hastalığı ve inme ortasındaki ilgi araştırıldı. Çalışma, uzun çalışma saatlerinin ve gerilimin kalp hastalıkları üzerindeki korkulan tesirlerini haklı çıkardı.
Haftalık Çalışma Saatiniz Ne Kadar Uzun ?
Standart haftalık çalışma saatleri (35-40 saat) ile karşılaştırıldığında yaş, cinsiyet ve sosyoekonomik duruma nazaran düzeltilmiş koroner arter hastalığı riski uzun müddet çalışanlarda (haftalık ≥55 saat) arttığı görüldü. İnme açısından da değerlendirilme yapılan çalışmada, inme riskinin kalp hastalıkları riskinden bile fazla arttığı saptandı. Anlaşıldı ki gerilim yükünün artması ve ağır iş kaideleri kalp hastalıklarına davetiye çıkarıyor.
Uzun çalışma saatleri olan şahısların kan basınçlarının (tansiyon), standart çalışma saatleri içinde çalışan bireylere nazaran daha yüksek ve değişken olduğu saptanmıştır. Bu durum hipertansiyon hastalığını tetiklerken, zati hipertansiyon tedavisi altında olan hastalarda kan basıncı denetimini zorlaştırmaktadır.
Özellikle gerilim ve yorgunluk sonrası gelişen ani tansiyon atakları, kalp krizi ve inme riskini artırmaktadır. Uzun mühlet vardiya tarzı çalışanların kolesterol seviyelerinin de olağanın üstünde olduğu saptanmıştır. Hem sistemsiz beslenme, hem de hareketsizlik kolesterol yüksekliklerini daha da tetiklemektedir. Gece vardiyasında çalışan hemşirelerde yapılan bir çalışmada, altı yıldan fazla gece çalışanlarda kalp hastalıklarına yüzde elliye kadar varan oranlarda daha sık rastlandığı saptanmıştır.
Depresyona Dikkat !
Uzun çalışma saatleri ve ağır gerilim, günümüzde yeni yeni tanınan tükenmişlik sendromu ve depresyonu da beraberinde getirmektedir. Ekseriyetle uzun çalışma saatleri olan bireylerde, gerilim yükünün arttığı, yükselen gerilim ile birlikte depresyon ve sigara içiciliğinin de arttığı görülmüştür.
Sigaranın kalp sıhhatinin en büyük düşmanlarından biri olduğu aslında herkes tarafından bilinmektedir. Lakin bilmediğimiz depresyon ve tükenmişliğin de kalp hastalıkları için bir risk faktörü olduğudur. Depresyon altındaki bireylerde kalp hastalıkları ve inme bariz olarak artmaktadır.
